COVİD-19 ile Pivot Eden 9 E-Ticaret Sitesi
COVİD-19 pandemisi şirketleri iş modellerini yeniden düşünmeye sevk etti. Her ne kadar e-ticaret sektörü bu zorlukla yüzleşmede diğer sektörlerden daha iyi pozisyonda olsa da, onlar da yeni gerçekliğe verimli bir şekilde uyum sağlamak için belli adımlar atmak zorunda kaldılar.
Sadece online alışverişteki artan talebi karşılamaya çalışmıyorlar. Aynı zamanda güncel satın alma alışkanlıklarını karşılamak için karantina güzellik seti ve COVİD-19 testi makinesi gibi tamamen yeni ürünler üzerine çalışmaları gerekiyor.
Takip eden makalede Room, Zay ve Buymie’nin de dahil olduğu COVİD-19 döneminde müşterilerinin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için iş yapma şekillerini değiştiren 10 e-ticaret sitesini paylaşacağız.
Pivot Etmek Nedir?
“Pivot” terimi sıklıkla ciddi bir iş değişikliği olarak anlaşılsa da, her zaman işi özüne sarsan değişiklikleri gerektirmez. Daha ziyade, şirketin karşı karşıya olduğu önemli bir sorunu veya zorluğu ele alma sürecidir, onu hedeflerine ulaşmaktan alıkoyan bir süreçtir. Bu nedenle, bir pivot, işletmenin çözümlerine yeni bir ürün veya hizmet eklemekten, işin tamamen yeniden tanımlanmasına ve yeni bir sektöre girilmesine kadar her şey anlamına gelebilir.
1. Keep Your City Smiling
Önceden The Snap Bar olarak bilinen Seattle merkezli girişim COVİD-19’dan etkilenen küçük girişimlere desteklemek için şehre özel hediye kutuları satıyor.
Pandemiden önce yüz yüze veya sanal etkinlikler için sanal fotoğraf kabinleri, etkinlik kutuları ve markalanmış selfie arkaplanları sağlıyorlardı. The Snap Bar tüm müşterilerini 1 hafta içinde kaybetti. Bu da kurucuları tamamıyla yeni bir iş modeli sunmaya itti: hediye kutusu servisi, Keep the City Smiling.
Hediye kutuları yerel işletmelerden toplanan atıştırmalıklar, sanat eserleri, kahve kupaları gibi ürünler içeriyor. Direkt olarak işletmelere ya da müşterilere satılıyor. Ürün çeşitliliği şehirden şehre yerel özel ürünlere göre değişiyor.
Müşterilerinin çoğunluğu Seattle, Los Angeles, San Francisco ve Portland’dan. Ayrıca Keep the City Smiling pandemi döneminde sağlık çalışanlarını desteklemek için özel bir kutu da hazırladı.
Ekip kutuları için yerel ürünler tedarik etmek için Google ve Etsy’i kullandı. Ayrıca zaten iş birliğinde oldukları işletmelerden benzer işletmelere kendilerini anlatmalarını istediler. Böylece kendi ürünleri de teklife dahil edilebildi.
Servisin lanse edilmesinden sonra bir ay içinde marka 100,000$ satış yaptı ve hediye kutusunun fiyatı 75$’dan 65$’a düştü. Genel olarak, iş modelini değiştirmenin muhteşem bir katkısı oldu.
2. Room
Room yalnız telefon görüşmelerinde, sanal toplantılarda ya da çalışmak için sessiz bir yer istendiğinde kullanılmak için ofis telefon kabinleri sağlıyor. Kabinler geri dönüştürülebilen ürünlerden yapılıyor, ses geçirmez, havalandırma sistemli ve modüler.
Room COVİD-19 savaşına destek vermek ve sağlık çalışanlarını korumak için ürünlerini yeniden hayal etti ve test kabinleri üretmeye başladı. Normal telefon kabinlerini modifiye ettiler ve onları hızlı test birimlerine dönüştürdüler.
Kabinler ofis telefon kulübelerinden geri dönüştürülmüş kullanılmayan pleksiglastan üç duvardan yapıldığı için temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi kolay. Bunları çevrede hareket ettirebilir ve 30 dk içinde birleştirebilirsiniz.
Ayrıca kabin içinde tıbbı eldivenler ve gerekli ekipmanı yerleştirmek için bir raf barındırıyor.
Sadece hızlı COVİD-19 testine yardım etmiyor aynı zamanda sağlık çalışanlarını virüsle temas etmekten koruyor.
Uzaktan çalışmaya adapte olan şirketlerin artmasıyla beraber pandemi döneminde ofis telefon kabinleri satmak oldukça zorlaştı. Sağlık hizmetini de ekleyecek şekilde hedef kitlesini genişleterek Room, COVİD-19’un işlerine getirdikleri negatif sonuçları iyi yönetti.
3. ZAY
Zay, 2019 yılında Sara N. AlAteeqi tarafından sürdürülebilirlik ve kiralama mantığına odaklanarak kurulmuş bir Kuveytli lüks e-ticaret moda platformudur. Bu şirketi kurmadaki amaç, kadınlar her geçen gün kendi dolaplarını büyütmeye devam ederken onların çevresel atıklar üzerindeki etkilerini en aza indirmek için onlara güç vermektir.
COVID-19’dan önce bu mağaza diğer tüm çevrimiçi mağazalar gibi çalışıyordu. Akabinde yaşanan bu küresel pandemi, ZAY’ı kendini misyonuna adamış bir pazar platformu haline getirdi.
ZAY’ın kurucusu şöyle diyor:
“Platformumuzu (hem uygulamamızı hem de web sitemizi) iki ay boyunca %0 komisyonla satış yapmaları için küçük işletmelere sunarak mevcut sorunu bir tür ‘bizim’ için çözüm hareketine dönüştürmeye karar verdim … Böylece, bize katılan küçük işletmeler ile kriz sırasında dükkanlarımızı kapatmak yerine topluluğumuzu genişleterek birbirimize yardım ettik”.
4. MAC Kozmetik
MAC, yıllık cirosu 1 milyar dolar olan ve dünya çapında 500’den fazla bağımsız mağazayla faaliyet gösteren Kanada menşeili bir kozmetik üreticisidir. Bu şirket de, diğerleri gibi, mağazalarının çoğunu kapatmak ve fiili operasyonlarını dijital ortama taşımak zorunda kaldı.
MAC artık tüketicilerin mağaza içi alışverişten çevrimiçi alışverişe geçiş yaptığını ve bir şekilde onlara makyaj denetmenin bir yolunu bulmaları gerektiğini anlamıştı. Halihazırda sahip oldukları bir teknoloji olan sanal makyaj denemesini öne çıkardılar. Bu teknolojiyi yeni alt kategorilerle iyileştirdiler ve COVID sonrası etkileşimde üç kat artış elde ettiler.
MAC Kozmetik satışlarını internete kaydırmanın yanı sıra, AIDS krizi sırasında başlattığı “Viva Glam” kampanyasını yeniden canlandırdı.
Aslında hayata geçirmeyi Nisan ayı için planlamışlardı, ancak COVID-19 salgını nedeniyle, krizi fırsata çevirerek bunu koronavirüse özgü bir kampanyaya dönüştürmeye ve daha erken başlatmaya karar verdiler. Marka, kazancı pandemiden etkilenenler de dahil olmak üzere dezavantajlı gruplara yardım eden kuruluşlara aktarılan VIVA GLAM ruj satın alımlarında (KDV’siz) seriye yeni özel ruj tonları ekledi. Dünya çapındaki faaliyet gösteren bu kuruluşların 250’sine 10 milyon dolar bağışladılar.
5. Rosie on Fire
Rosie on Fire, lüks segment kadın modasına odaklanan İngiltere merkezli bir online giyim mağazasıdır. 2013 yılında pazara giren firma, İngiltere, Kanada ve Malezya’da şubelere sahiptir. Koronavirus salgını başladığı dönemde marka, Kuala Lumpur’da ilk fiziki mağazasını ve güzellik standını açmak için çalışıyordu.
Karantina başladığında Rosie on Fire, teslimat deneyimini optimize etmenin ötesine geçmeye karar verdi.
El dezenfektanları ve eldivenler gibi öğeleri içeren yeni ihtiyaçlara ve karantinaya uygun bir ürün serisi olan SuperCleen’i tanıttı. Ayrıca Jed.ai adlı bir Londra girişimiyle ortak bir çalışma yürüttüler ve izole insanların doğum günleri veya nişan törenleri gibi gerçek hayatta yaşanan sosyal olayları bu şartlarda deneyimlemelerine yardımcı olan SupplyDrop adlı markayı yarattılar. Pandemiyle ilgili bazı ürün kitleri arasında ‘The Big Hug’, ‘The Graduation’ ve ‘The Date Night’ gibi yaratıcı isimler bulunuyor.
6. At Home
At Home, ABD genelinde 200’den fazla büyük mağazaya sahip popüler bir ev dekorasyonu firması. Şirket, her bütçeye uygun geniş yelpazede iç tasarım ve mobilya ürünleri sunmaktadır. Pandemi ardından, şirket tüm yeni mağaza açılışlarını askıya aldı ve fiziki mağazalarının çoğunu geçici olarak kapattı.
Ancak, müşterileri At Home e-ticaret platformu üzerinden alışveriş yapmaya teşvik edildi ve ürünleri için ise yerel mağazalardan teslim alma seçeneği sunuldu. Müşteriler, siparişlerini mağazadan kendileri teslim almaya karar verebilir (Nisan 2020 itibariyle tüm At Home mağazalarının yarısından fazlası bu seçeneği sunuyordu) veya kaldırım kenarından teslim, temassız teslim (yani, bir mağaza çalışanı ürünleri doğrudan müşterinin arabasının bagajına teslim ediyor) gibi seçenekler de mevcut hale geldi.
Şirket ayrıca, ülke çapında 125’ten fazla mağazada ertesi gün temassız teslimat yapılmasını mümkün kılmak için lojistik şirketi PICKUP ile işbirliğinin kapsamını genişletti.
At Home CEO’su Lee Bird, pandeminin gidişatı belirsiz olduğu için şirketin online mağazalarına ve hızlı teslimat seçeneklerine daha fazla yatırım yapacağını duyurdu.
7. Naples Sabunları
Naples Sabunları, 2009 yılında bir online mağaza olarak faaliyete geçen ve ABD menşeili bir doğal kozmetik şirketidir. 2020 itibariyle, markanın Florida’da 10’dan fazla perakende mağazası ve küresel bir toptancı ağı bulunuyordu. COVID-19’dan önce, bu dağıtım kanallarının her ikisi de şirketin ana gelir kaynaklarını oluşturuyordu.
Pandemi ortaya çıktığında, diğer birçok şirket gibi Naples Sabunları, mağaza içi alışveriş yapan müşterilerini çevrimiçi mağazalarına yönlendirmek için çabaladı. Ve aynı zamanda üst segment müşterileri hedeflemeye devam ederken pazarda el dezenfaktanı için oluşan ihtiyacı da çözmeye karar verdiler. Sonuç olarak, birinci sınıf bir el dezenfektanı, sprey ve gıda durulama ürünü gibi bir premium ürün grubunu piyasaya sürdüler.
Yeni ürünlerin tanıtımı ve online mağaza satışlarına öncelik verilmesi meyvesini verdi. eMarketer’e göre, Naples Sabunlarının satışları yalnızca Mart ve Nisan 2020 arasında üç katına çıktı.
8. Joyride
Joyride, 2011 yılında üç kahve sevdalısı tarafından New York’ta kurulmuş özel yeni nesil kahve tedarikçisidir. Şirket başlangıçta bir yemek kamyonunun arkasına ilişik bir şekilde faaliyet gösteriyordu ve yıllar içinde B2B müşterileri için popüler bir kaliteli kahve tedarikçisi haline geldi.
Pandemi başladığında Joyride toplu olarak işyerlerini kapatmak zorunda kaldığı için gelir elde edemez oldu. Ama şirket harekete geçmeden önce pek vakit kaybetmedi ve çevrimiçi sundukları mesajı yeniden tasarlayarak bireysel olarak müşterilere uygun hale getirdiler.
Temmuz 2020 itibariyle kapıya teslimat ile B2C müşterilerine odaklanmayı tercih ettiler. Joyride Boxed Cold Brew isminde uzun raf ömrüne sahip yeni bir ürün tanıttılar.
Vending Marketwatch’a verdiği röportajda Joyride kurucu ortağı Adam Belanich şöyle diyor:
“COVID-19 ekibi ofisten dışarı çıkarmış olabilir, ancak Joyride’ın temel değerleri hala ekibimizin içinde yer alıyor. “Büyük veya Küçük Bir Yenilik Yap” ve “Hayatın Keyfini Çıkar” gibi temel değerlerimizi yine her gün hayat bulurken izliyorum ”
9. DUER
DUER, 2013 yılında bir online moda mağazası olarak ticari hayatına başlamış Vancouver merkezli bir giyim şirketidir. Zaman içerisinde bu marka fiziki mağazalar ile de varlığını büyütmüş ve dünya çapında 1000’den fazla toptancı ve perakende satış noktasına ulaşmıştır.
COVID-19 tüm dünyayı sarstığında, DUER bahar kampanyasını başlatmak üzereydi ve ürünlerini dünya genelindeki satış noktalarına ve iş ortaklarına çoktan göndermişti bile. Fakat neredeyse tüm fiziki mağazaların kapandığı Mart ayında, markanın satışları %70 düştü. DUER, yeniden stabil bir satış elde etmek için online satışa geri odaklandı.
Karantina süreci de aslında şirketin bir süredir canlıya almak istediği bir projeyi tamamlamalarını da tetiklemiş oldu.
Mağaza çeşitliliğini artırmaya çalışırken giysi üretimini ve satılmamış ürün sayısını azaltmaya karar verdiler. Web sitelerine daha fazla model ve renk eklediler, ancak bunlar eğer yeterli sayıda insan ilgi gösterirse satın alınabilecek şekilde gösterime sunulmuştu. Eğer bir tasarım yoğun ilgi sonucu üretim aşamasına geçerse, müşterilere 4 ila 6 hafta arasında ulaşacaktı.
Seri giysi üretiminden tasarruf etmenin yanı sıra, ürün prototiplerini internet sitesi üzerinden yayınlamak DUER’in karbon ayak izini ve su israfını azaltmasını sağladı.
Bunların sonucunda DUER, müşteri kitlesini karantina boyunca kendisi ile etkileşim halinde tuttu ve e-ticaret satışları koronavirüs öncesinde tahmin edilen rakamları %25 aştı.
Koronavirüs salgını sonrası e-ticaret
Covid-19 2020 ikinci çeyreğin ilk zamanlarında tüm dünyayı etkisi altına alırken, e-ticaret firmaları hızlı bir şekilde büyüyen online trafik hakkında bir şeyler yapmaları gerektiğini fark etti.
Daha önce çevrimdışı ve çevrimiçi alışveriş deneyimleri arasında seçim yapabilen müşteriler artık sadece çevrimiçi ortamda alışveriş yapabiliyor. Ancak alışverişin bu dönüşümü tüm işletmeler için bir satış artışı garantilemedi, e-ticaret firmaları hala bu kanallardan satış yapabilmek için müşterilerini ikna etmek zorundalar.
Örneğin birçok şirket teslimat ve kargo şekillerine öncelik vererek mağazadan teslim ya da kaldırım kenarından temassız teslim gibi seçenekleri kendine dahil etti. Bazı şirketler ise el dezenfektanı ve eldivenler gibi COVID-19 ile ilgili ürünleri piyasaya sürdü veya modeller ve renkler açısından sadece çevrimiçi olarak temin edilebilen ürünler sunmaya karar verdiler.
Eğer pandemi 2020 sonrasında da devam ederse, e-ticaret firmalarının teslimat zincirlerini, üretim maliyetlerini ve çevrimiçi alışveriş deneyimlerini daha da optimize etmeye devam edeceklerini öngörebiliriz.
